Geçen sayıda bu köşede çıkan “Çelebiler Mahallesi” başlıklı yazıma İrfan Doğan’dan eleştiri geldi. Sosyal medyadan İrfan Doğan’ın eleştiri notunu ve benim yazımı okumadan yapılan yorumları köşeme aynen alıyorum.
İrfan Doğan: Akşam akşam gene bir hüzün çöktü içime taki eve gelip o yazıyı okuyana dek Çelebiler Mahallesi ni çok sevdiğimi herkes bilir tabi Çatalzeytin Mektubu n da Çelebiler diye bir yazı görünce hemen okumaya başladım köyün kurulması nı anlatıyor ve ilçeye o köydeki esnafın faydaları nı anlatıyor buraya kadar çok güzel ama o esnaf ları okuyunca dedem olan sabah 7de ilçeye yürüyen akşam 9da eve gelen hayatı bir ayakkabı tezgahın da geçen hayatını aile ve dükkana adayan ve doğduğu gün gibi tertemiz bir şekilde ölen herkesin çok sevdiği (aslanın ahmet Doğan ) o kadar ayakkabıci içinde yer almadığı için inanın çok üzüldüm benim dedem unutulacak adam değildi bu yüzden çatalzeytin mektubu na kırıldım
Gülay Öztürk : Aaa ben yazıyı okumadım ama Ahmet amcam unutulmuş ise ben en cok yazıyı kaleme alan Türkay agabeyin uzulecegine eminim. Kesinlikle şahane biriydi, cok neseliydi. Nurlarda yatsın beni camiye su doldurmaya az yollamamisti
Münir Kurt : Türkay abi çok ayıp etmiş en büyük atalardan birini unuttuğu için, yaşlandı hafızası zayıfladı heralde.Bu şuna benziyor. Atatürkü anlatıp ismet inönüyü es geçmek gibi.
Hayret Öztürk : Mektuptaki yazının tamamını okusaydınız kendinizi bu kadar germezdiniz. Çocukluk anılarımdan yola çıkarak geçen sayıdaki yazımda Çelebiler’i tanıtmaya çalıştım, sorunlarına değindim.
Çarşıda kunduracılık yapan esnafın büyük çoğunluğunun Çelebilerli olduğunu da vurguladım.
Söz konusu yazımda çarşıda kunduruca dükkanı açanları yazdım. Kunduracılık mesleğinde çalışanların adları yazılmadı. Aslanın Mehmetin adı yazıldı, beraber çalıştığı kardeşi Ahmet Doğan, oğlu Yahya Doğan (Çavuş) adları yazılmadı. Bu husus sevgili İrfan Doğan’ın dikkatinden kaçmış olmalı.
Benim yazımı okumadan İrfan’ın eleştiri notunu okuyup yorum yapanlara önerim olacak. Cıvıltı’da çıkan yazılarımı, gazete dağıtıma verildikten sonra gazetemiz web sitesine koyuyorum. Zaman ayırıp sitemizi ziyaret edip yazımı okurlarsa daha sağlıklı yorum yapmış olurlar. Böylece havadan karadan çekilmiş Çelebiler fotoğraflarını da görmüş olurlar.
Çelebilerli kunduracıları yazmak ve anımsamakla önemli bir konuyu su yüzüne çıkarmış oldum. Yazıma gelen eleştiri ve yorumlara teşekkür ediyorum.
Kunduracılar konusunu işlemeye devam edeceğim. Çelebiler’den evli kunduracı Hikmet Karatepe ile yaptığım söyleşi gelecek sayılarımızda gazetemizde çıkacak.
Sevdiklerimizi, değerli büyüklerimizi unutmamak gerek. Hepsinin belleğimizde yerleri var.
Benim unutamadığım bir kunduracı da Efe Ahmetin Hamzanın oğlu Ahmet Erdoğan’dır. 1964 yılında 28 yaşında trafik kazasında vefat etti. 25 yaşında CHP İlçe Başkanlığına seçildi. Çok çalışkan ve girişken bir kişiydi.
Ahmet Doğan benim tanıdığım çok değerli bir insandı. Unutmam asla söz konusu olamaz. Şakacı, güleryüzlü, espirili idi. Çok kibar ve nazikti. Küçük büyük fark etmez eğitim görmüş kişilere çok saygı gösterirdi.
Her gün Çelebiler Kemalköy’den çarşıya yeğeni Yahya Doğan (Çavuş) ile birlikte yürüyerek gelip giderdi. Dile kolay bu yürüyüş 65 yıl sürmüş.
Beni erken yaşlandırsa da torunu Münir Kurt’un İnönü benzetmesi güzel. Aslanın Mehmet Atatürk ise, Aslanın Ahmet gerçekten İnönü idi.