Çatalzeytin’de 2003 yılında balıkçı Şükrü Zarflıoğlu tarafından bulunarak, Sinop Müze Müdürlüğü’ne teslim edilen ve 800-900 yıllık olduğu tahmin edilen amforanın içerisindeki sıvı sırrını hala koruyor. 10 yıldır sıvı ile ilgili herhangi bir inceleme yapılmazken, aradan geçen zamanda katılaştığı bildirildi.
Sinoplu balıkçı Şükrü Zarflıoğlu, 2003 yılı Mart ayında Kastamonu’nun Çatalzeytin ilçesi açıklarında avlanırken 80–85 metre derinlikte trol ağlarına amfora takıldı. Ağzı kapalı ve içinde sıvı bulunan ’Amfora’yı Sinop’a götürerek Müze Müdürlüğü’ne teslim etti. Amforanın yapılan incelemede yaklaşık 800-900 yıllık olduğu belirtildi. Aradan geçen 10 yıla rağmen amforanın içindeki sıvının ne olduğu incelenmedi. Sinop Müze Müdürü Hüseyin Vural, kentte amforanın içerisinde sıvının ne olduğunu tespit etme şanslarının olmadığını İstanbul veya Ankara’daki laboratuvarlarda incelenmesi gerektiğini söyledi. Amforanın açılması için Kültür ve Turizm Bakanlığından izin alınması gerektiğini dile getiren Vural, “Bakanlık uygun görürse bu amfora açılır içindeki malzemenin tahlili yapılır. Bunun içerisinde şarap veya zeytinyağı olabilir. Bunun için biz bakanlıkla yazışmalar yapacağız. Bakanlık uygun görürse bu tahlilleri yapılabileceğimiz uygun bir laboratuvar belirleyeceğiz ve içerisinde ne olduğu tahlil sonrası belirlenecek” dedi.
SIVI KATILAŞTI
Arkeolog Fuat Dereli ise geçen zaman içinde amforanın içinde bulunan sıvının katılaştığını söyleyerek, “Bu amforanın 800 -900 yıllık bir eser olduğunu düşünüyoruz. Bu eser bize müzemizin tadilatta olduğu bir dönemde geldi. Biz de bu eserleri nemden korumak için bir depoda topladık ve kapattık. Ancak müzenin tadilatı için ödenek parasının gelmesi iki sene kadar gecikti. Bu amforada 2 sene kadar bekleyince üzerindeki çeperler de denizden çıktığı için kurudu. Bu kuruyan kısımlarda içindeki sıvıyı emdi ve katılaştı” diye konuştu.
10 yıl önce müzeye teslim ettiği amforayı görünce heyecanlandığını ve içerisinde ne olduğunu merak ettiğini söyleyen Sinoplu balıkçı Şükrü Zarflıoğlu ise, “Balık avına çıktığımızda trol ağımıza takılmıştı. Bu amforanın ağzının kapalı bir şekilde bulunması ona değer kazandırdı. Bunun içerisinde artık sıvı kalmamış, katılaşmış. Keşke devletimiz bunu koruyabilseydi de sıvı şekilde saklayabilseydi” dedi.