KARABÜK TRENİ

Eğitim, kültür ve sosyal yönden çevre ilçelere göre hayli ileri çizgide idik. 1980 sonrası gerilemeye başladık. 1977-1984 yılları arasında düzenlediğimiz,”Çatalzeytin Ginolu Gümüş Balık Festivalleri” Batı Karadeniz Bölgesi’nde turizme atılmış imzalarımızdı.

İlçemizde, üretim olmamış. Her dalda, kendine yetecek kadar üretip tüketmiş halkımız. Arazi yapımız, tarım ve hayvancılığa elverişli değil. En büyük potansiyelimiz; 30’u aşkın yaylalarımızdan kopmuşuz.

Gurbet yolu gözükmüş insanlarımıza. Cumhuriyet öncesi birinci kapımız İstanbul olmuş. Cumhuriyet sonrası ise Anadolu’nun her yeri. Kömür Diyarı Zonguldak’a gitmiş insanlarımız, ekmek peşine. Kömür ocaklarından sonra ilk sırada tuttukları iş; yorgancılık. Kereste Fabrikası açılan Ayancık da iş arayan hemşehrilerimizi kendine çekmiş. Yorgancılık, kunduracılık yapılan işler arasında.

Atatürk’ün talimatıyla 03 Nisan 1937’de temeli atılan Karabük Demir Çelik Fabrikası, 06 Haziran 1939’da faaliyete geçti. Fabrikaya sahil boyunda; Ayancık, Türkeli, Abana, İnebolu ilçeleri arasından en büyük işçi alımı Çatalzeytin’den olmuş.Karabük’e yerleşim yeni başladığından, oturulacak bina yok. olarak gidenler, eş ve çocuklarını köyde bırakıp işçi pansiyonlarında yatıp, kalkmışlar.

Karabük’e gidenler, 1970’li yıllarda emekli olup gelmişler. Emekli işçilerin cepleri, para dolu. Çatalzeytin merkezden ev alacaklar, ev yok. Yer alacaklar, yer yok. Çünkü o yıllarda tek cadde Allah’ın açtığı tek sahil caddesi var. Ona da resmi daireler yerleşmiş, tesbih tanesi gibi, ikinci bir cadde açılmamış.

Emekli işçiler, gelip yerleşememiş Çatalzeytin’e. Köye; babalarının, atalarının topraklarına ev yapmak istemişler. O yıllarda köylere yol yok. Köylere de ev yapamamışlar.

“Karabük Treni” diye başlık attım. Karabük Treni, ilçemize gelemedi. O yıllarda görev yapan kaymakam ve belediye başkanı gelmesi için gerekli çabayı gösterememiş. Karabük Treni kaçmasaydı, ilçe nüfusumuz bugün 20 binleri bulurdu. İnebolu – Ayancık arasında sosyal ve ekonomik yönden daha güçlü bir ilçe olurduk. Hastanemiz küçülmez, turizmde söz sahibi olurduk.

İlçemiz ve köylerine, yolsuzluk nedeniyle yerleşemeyen Demir Çelik İşçileri, Karabük’e dönüp, Karabük’e yerleşmiş ve Karabüklü olmuşlar.

Cumhuriyet’in yeni ilçesi/ili Karabük’te hemşehrilerimizin nüfusu hayli artmış. Ne yazık ki, Çatalzeytinliler siyasette ve ticarette bu potansiyellerini kullanamadılar. İlk defa 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde Çatak köyünden genç bir hemşehrimiz Özkan Çetinkaya, Belediye Başkanı oldu.

İlginçtir, Karabük Demir Çelik 60lı yıllarda işçilerini emekli etmeye başladı. 1970’li yılların başlarında da Almanya, Türkiye’den işçi almaya başladı. Çatalzeytinli, hep gurbet yollarında oldu. Yurt dışı yolculuğu başladı. En başta Almanya, sonrasında diğer ülkelere…

Aynı yıllarda İstanbul’da mermercilik işi parladı. Mermerci işyerlerinin %50’den fazlası Çatalzeytinliler’e aitti. Peşinden alçı,kartonpiyer işi yaygınlaştı. Çatalzeytinli, hem mermer hem alçı piyasasına hakim oldu. Alçı ve kartonpiyerde birlik ve beraberlik sağlanamayınca hemşehrilerimiz işçiliğinden, malzeme üretimine kadar bu piyasalarda üstünlük kuramadılar.

Deneyimli Mermerci ve Kartonpiyercilerimiz, benim yazdıklarımı çok daha iyi irdeleyeceklerdir. Keşkelerle bir yere varamayız. Günümüzde, birlik ve beraberlik içinde cesaretli adımlar atarak, ilçemiz için neler yapacağımızı araştırıp,uygulamalıyız.

Geçmişten günümüze notumuz, Karabük Treni’ni 60 yıl önce kaçırdık.

İlginizi Çekebilir.

Yazarın Diğer Yazıları Emin Türkay Öztürk