Karadeniz in kıyıcığında, yemyeşil yamacın eteğinde, “Deniz havasıyla, Orman havası harman olmuş / Nikah kıymış yeşille mavi, Çatalzeytin doğmuş.” diye tanımlanan, kış aylarında bir kuş yuvası gibi sessiz-sakin, baharın gelmesiyle doğadaki canlanmaya koşut, hareketli bir yaza merhaba diyerek büyük şehirlerin stresli yaşamından bunalanların arayıp ta bulamadıkları bir tatil cennetidir, Çatalzeytin… Sistemin gurbette fitsim fitsim savurduğu evlatları İstanbul’da, dernekler bünyesinde örgütlenerek gelenek ve göreneklerini yaşatmaya çalışırken, evrensel gelişmeleri de benimsemişlerdir. Çatalzeytin özlemi ile yananlar, sılalarını hiç bir zaman unutmamışlar, tanıtım ve yardımlardan da geri kalmamışlardır.
Dünya nüfusunun büyük bir bölümünün yaşadığı megakent İstanbul’da; Çatalzeytinliler, dernekleşmeye 1960 yılların sonlarına doğru “Bizim Çatalzeytin Gazetesi”nin çevresinde toparlanan üniversite gençliğinin sağladığı hareketlilik ile başladı. Özkan Çağlar, Zeki Özdemir, Musa Çelikkol, Vedat Çavuş, Ümit Kılıççete, Mustafa Karahan ve Şevket Şahap İnce gibi önderlerin çalışmaları ile kısa zamanda etkisini gösterdi. Çatalzeytinliler, Küçükpazar’dan çıkarak değişik semtlere yerleşip iş kurmaya başladılar. Çatalzeytin merkez ağırlıklı dernekçilerin o zamanın zor koşullarında Çatalzeytin ve Çatalzeytinlilere yardımlarının olduğu yadsınamaz. Gazete ve dernek; ilçemizin tanıtımını, gurbetçilerin birbiri ile dayanışmasını sağlamıştır. İleriki yıllarda kendi aralarındaki sıkıntıyı aşamayan gazete ve dernek çalışanları 1975 yılında çalışmalarına ara verdi.
Akçay boyu köylerimizden İstanbul’a gelip Gaziosmanpaşa ve çevresine yerleşen; Naip Yıldız, Murat Tunç, Ahmet Ünal, Zeki Yıldız ve Mehmet Ünal’ın önderliğinde ” ÇATALZEYTİNLİLER YARDIMLAŞMA DERNEĞİ” 1991 yılında kuruldu. Zaman içinde güçlenerek 1996 yılında 200 metrekarelik kendi mülkünü aldı. Lokal, konferans salonu, kütüphane ve idari bölümlerden oluşan dernek; değişik alanlarda Çatalzeytinlilere hizmete devam etmektedir. Kendisinden sonra kurulan; Hamidiye, Aşağısokü, Yukarısökü, Kirazla, Arıca, Yenibeyler. Samancı, İsmail- Dağköy, Sırakonak, Güneşler, Yunuslar, Kızılcakaya, Duran, Celallar, Paşalı ve Karacakaya Dört Divan Köyleri Dernekleri ile birlikte Çatalzeytinspor Derneği, dernekler birliğini oluşturup ortak çalışmalar yürütmektedir. Çatalzeytin Dernekler Federasyonu’nu hala kuramadık. Bu derneklerimiz adına bir eksikliktir.
Dernekler; bizleri birleştiren, bütünleştiren, yoksul, güçsüz ve kimsesizlerle yardımlaşma ve dayanışmayı kuvvetlendiren önemli sosyal kurumlardır.
Bedenimiz gurbette, gönlümüz Çatalzeytin’de… Çatalzeytinimiz’in kültürel ve tarihi dokusunun korunarak, hem ekonomik hem de sosyal yönden güçlü hale gelmesi için bizler İstanbul’da ki demeklerimizde örgütlenmemizi sağladıktan sonra, Kastamonu Demekler Federasyonu’nunda kurulmasına büyük destek oldu.
İlçe ve köy derneklerinde örgütlü toplum olmanın yararına inananlar, Çatalzeytin için birlikte çalışırken; ilgisiz kalanlar yavaş yavaş yalnızlaştıklarının farkına vardılar ve artık onlarda dernek bünyelerinde toparlanmaya başladılar.
Her bir demeğimiz bünyesinde, gençlik ve kadın komisyonlarının çalışmalarına önem verilmektedir. Gençliğini örgütlemeyen derneklerin geleceğinin olamayacağı gerçeğinden yola çıkarak, toplumumuzun en dinamik kesimi olan gençleri; “Dün tecrübedir, yararlan. Bugün fırsattır; uygula. Yarın imkandır, planla” ilkesinden yola çıkarak, eğiterek, geleceğe hazırlamak bizim varlığımızı sürdürecektir.
Sosyal, kültürel ve sportif çalışmalarla bilincimizin gelişmesi, ufkumuzun genişlemesi sağlanmaktadır.
Dernek merkezlerimizin “Halk Kültür Evleri”ne dönüştürülmesi, gelişmemizi sağlarken, Çatalzeytin’e dönük yatırım ve çalışmalara destek verdik. Ancak; bunun yanında Akçay’a yapılan HES’e, adliyenin, öğretmenevınin, Karacakaya Şehit Engin Açıkgöz İlköğretim Okulu kapatılmasına, Devlet Hastanemizin ASM’ye dönüştürülmesine, göçün hızla sürmesine, denizin kirletilip doldurulmasına ortak tavır koyamadık, ilçeye sahip çıkma konusunda ilgisiz kaldık.
İlçemizin, batısındaki Ginolu plajı mükemmel denizi, denizin dalgalarının okşar gibi sevdiği altın sarısı geniş kumsalı, eşsiz mağaraları ile bir doğa harikasıdır. Ginolu Kalesi, geçmişi günümüze taşıyan değerimizdir. Buz gibi kaynak suları, keklik sesinin kekik kokusuna karıştığı temiz havası, Ağustos ayında bile eksilmeyen karları ile eşsiz güzellikteki yaylalarımızın, turizm yönünden önemini bilince çıkarmaya çalışırken, geriye dönüş projelerini destekliyoruz.
Gücümüzü Çatalzeytin sevdalılarının eksilmeyen desteklerinden alıyoruz. Bu uğurda yeni neslinde desteğini alarak çalışmalarımızı Çatalzeytin’i en yüksek seviyesine getirene ve koruyana kadar devam ettireceğiz.