Mücadele dolu bir yaşam. Tam bir cumhuriyet çocuğu. Çatalzeytin ve köyü Çağlar için her türlü fedakarlığı yapmaktan her koşulda geri kalmayan ulu bir çınar. Gölgesinde serinlediğimiz, bilgi ve tecrübe birikiminden sürekli yararlandığımız bilge şahsiyet.
M.Sadık Korkut, 02.04.1924 tarihinde Çatalzeytin’in İnanya (Çağlar) köyünde dünyaya geldi. 3 sınıflı köy okulunda okudu. Babası Ahmet Çavuşun yanında çiftçilik yaptı. 1940 yılında evlendi. Bu evlilikten 2 erkek 4 kız toplam 6 çocuğu oldu. İkinci Dünya Savaşı yıllarında 46 ay askerlik görevini yaptı. Askere giderken 1943 yılında ilk çocuğu 6 aylıktı. Asker sonrası 1955 yılında PTT görevlisi oldu. Bu görevinden dolayı (POSTACI) lakabını aldı. Bu lakap ömrü boyunca onu bırakmadı. 1977 yılında emekli olduktan sonra Cumhuriyet Halk Partisinden İl Genel Meclisi adayı oldu. Az bir farkla seçimi kaybetti.
1970 yılında İlk Köy Kalkındırma Kooperatifini Çağlar’da kurdu. Kooperatif aracılığıyla kereste fabrikasını inşa edip faaliyete geçirdi. 2003 yılma kadar kurduğu kooperatifin yönetim kurulu başkanlığını yaptı.
12 Eylül sonrasında Bülent Ecevit’in siyasete dönmesiyle kurduğu DSP’de çalışmalara başladı. 1990 ve 1995 yıllarında Demokratik Sol Parti’den 2 kez İl Genel Meclisine adaylığını koydu, kaybetti. 1984 yılında Çatalzeytin Belediye Başkanlığına bağımsız olarak aday oldu, muvaffak olamadı. İçindeki siyaset yoluyla halkına hizmet etme isteği hiç sönmedi. 1999 yılında Çatalzeytin’de DSP’yi birinci parti yaparak İl Genel Meclisi Üyesi oldu. Çatalzeytin’de Nurhan Tekinel döneminde yapımına başlanıp yarım kalan YIBO, Kapalı Spor Salonu, Paşalı ve Karacakaya İlköğretim Okullan ile Ginolu Kalesi projelerinin tamamlanmasında büyük emekleri oldu. Tarihi Milattan önce 4. yy’a kadar dayanan Ginolu Kalesinin gün yüzüne çıkarılmasına destek vererek tarihimizle yüzleşmemizi sağladı.
Bozkurt ilçesinin İsmail ve Dağköy’ü kendisine geçirme çalışmalan karşısında İl Genel Meclisinde büyük mücadele vererek iki köyümüzün ilçemizde kalmasını sağlayanların başında gelir.
2007 yılında Devlet Hastanemizin İlçe Hastanesine dönüştürülmesi karşısında sağlık bakanlığını mahkemeye vererek hukuki süreci başlattı. Bu yolda kendisine İstanbul Demekleri destek olurken iktidar yöneticilerinden hiçbir destek görmedi. 2012 yılında adliyenin kapanmasına karşı Başbakan’a özel mektup yazdı. 30 Haziran 2012 tarih ve 338 sayılı Çatalzeytin Mektubu Gazetesinde de yayınlanan bu mektubunda; “Hemen ifade etmek istiyorum. 88 yaşında bir vatandaş olarak bu adil olmayan uygulamanızdan dolayı başta zatıalinize ve Adalet Bakanlığınıza hakkımı asla helal etmeyeceğim. Çünkü bu uygulamanın insan haklarına, kul hakkına karşı işlenen bir ayıp olduğunu düşünüyorum.” demişti. Haşan Yılmaz önderliğindeki mitinglerde hep konuşmacı oldu. Bu 2 olayda başarılı olunamadı. Bizler sana Çatalzeytin için verdiğin mücadeleden dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır. Hakkımız sana helal olsun.
O hasta yatağmda son kez bana dikte ettirdiği yazı İstamonu Gazetesinde tam metin yayımlandı. Bu onun basına verdiği son mesajdı. 2012 – 2013 Kastamonu Amatör Futbol Liginde mücadele eden Çatalzeytinspor’a 100 TL maddi yardım yaptı. Maddi yönden yetersizlik içerisinde olmasma rağmen onun bu davranışı gençliğe verdiği önemi gösterir. Özellikle gençleri ve tüm halkını karşılıksız severek nefesinin son demine kadar hizmet etmeyi, görüş belirtmeyi sürdürdü.
Sosyal ve kültürel yönden kendisini sürekli yenileyen bir yapısı vardı. Lakabına uygun olarak iyiliklerin ve güzelliklerin taşıyıcısı yani postacısı oldu.
2 aydır yakalandığı amansız hastalık süresince çocuklan yanından hiç ayrılmadı. Bakımını küçük kızı Makbule’nin evinde yaptılar. Şimdiki Rize Valisi Nurullah ÇAKIR başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileriyle iyi ilişkiler içerisinde oldu. Mala, paraya değer vermedi. Dostluğa ve sevgiye değer verdi. 26 Ağustos 2013 günü hakka yürüdü. Ulu bir çınar daha yok oldu. Çelebi bir büyüğümüz olan M.Sadık Korkut’un ölümü; Çatalzeytin’in bir eksilmesine değil, çok şeyini kaybetmesine sebep oldu. O kızını ve oğlunu sürenlere eline fırsat geçtiğinde en ufak bir zarar vermedi. Onun yaşamından hepimiz dersler çıkarmalıyız. Cenazesi de gösterdi ki sevenleri onu son yolculuğunda yalnız bırakmadı.
Ruhu şad olsun.